Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | arayı kapatmak | catch up with f. | ||
We may not be able to catch up with them. Onlarla arayı kapatamayabiliriz. More Sentences |
||||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | arayı kapatmak | catch up f. | ||
It is clear that the Lithuanian government has made enormous strides to catch up. Litvanya hükümetinin arayı kapatmak için çok büyük adımlar attığı açıktır. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | arayı kapatmak | go fast enough to join f. | ||
Genel | arayı kapatmak | catch up on f. | ||
Genel | arayı kapatmak | bridge f. | ||
Genel | arayı kapatmak | gain f. | ||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | arayı kapatmak | fetch up f. | ||
Öbek Fiiller | arayı kapatmak | catch with f. | ||
Öbek Fiiller | arayı kapatmak | come back f. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | (biriyle) arayı kapatmak | visit with (one) f. |
Öbek Fiiller | biriyle arayı kapatmak | visit with someone f. |
Öbek Fiiller | (bir şeyle) ilgili arayı kapatmak | catch up on (something) f. |
Öbek Fiiller | (biriyle/bir şeyle) arayı kapatmak | catch up to (something or someone) f. |
Öbek Fiiller | (biriyle) arayı kapatmak) | catch up with (someone) f. |
Öbek Fiiller | (koşu yarışında) yaklaşarak arayı kapatmak | gain upon f. |
Idioms | ||
Deyim | arayı kapatmak için sıkı çalışmak/fazla mesai yapmak | play catch-up f. |